Hayatta her birey, başkaları tarafından onay alma arzusuyla yaşar. Onay arayışı, insanın psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının bir parçasıdır. Ancak sürekli başkalarının onayına bağımlı olmak, bireyde derin bir tatminsizlik ve özgüven eksikliği yaratır. Bunun sonucunda insanlar, kendilerini ifade etmekte zorlanır ve içsel huzurlarını kaybederler. Özgürleşmek için kendimizi tanımak, ihtiyaçlarımızı belirlemek ve başkalarına bağımlı olmadan yaşamayı öğrenmek gerekir. Kendimize saygı duymak ve özgüven geliştirmek, bu sürecin temel taşlarıdır. İşte başkalarından onay alma dörtgenini aşmak ve özgürleşmek için bilinçli adımlar atmanın yolları.
Kendine güven duyma ve başkalarından onay alma isteği, insanın sosyal bir varlık olmasıyla yakından ilişkilidir. İnsanlar, toplum içerisinde kabul görme ve sevilme arzusu taşır. Bu durum, bireylerin davranışlarını ve seçimlerini etkiler. Ancak sürekli onay alma çabası, bireyin kendine özgü kimliğini bulmasını zorlaştırır. Başkalarını memnun etmeye çalışmak, zamanla içsel bir boşluk hissi oluşturur. Kişi, kendi duygularından ve düşüncelerinden uzaklaşır.
Onay arayışının temelinde çocuklukta yaşanan deneyimler yatar. Aileden alınan onay, bireyin özgüveninin temellerini oluşturur. Eğer çocuk, aile içinde sürekli onay bekleyen bir tutum sergiliyorsa, bu durum yetişkinlikte de devam eder. Kişi, başkalarının beklentilerini her zaman öncelikli hale getirir. Bu psikoloji, bireyin kendi kimliğini bulma çabasını sekteye uğratır. Onay arayışı, kişiyi içsel huzursuzluğa sürüklerken, bağımsız düşünme yetisini de zayıflatır.
Kendi ihtiyaçlarımızı belirlemek, sağlıklı bir bireysel gelişimin temelidir. Her insanın farklı zevkleri, istekleri ve ihtiyaçları vardır. Ancak birçok insan, kendi ihtiyaçlarının farkında değildir. Bireyler genellikle başkalarının ihtiyaçlarına yanıt verme konusunda kendilerini sorumlu hisseder. Kendini tanımak ve ihtiyaçları anlamak, kişisel mutluluğu artırır. Kendi ihtiyaçlarını belirlemek, bireyin ne istediğini bilmesi açısından oldukça önemlidir.
Bunu bir liste ile örneklendirebiliriz; ihtiyaçlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Kendi ihtiyaçlarını belirleyip bu ihtiyaçlara yönelik adımlar atmak, bireyin bağımsızlık sürecini hızlandırır. Kendine saygıyı artırır ve özgürleşme yolunda atılmış bir adımdır.
Başkalarına bağımlı olmadan yaşamak, bireyin kendine yeterli olma hâlidir. Bu bağımsızlık hali, insanın kendini nasıl hissettiğini belirler. Bağımsız bir yaşam tarzı, bireyin kendi kararlarını alabilmesini sağlar. Kendi tercihlerine saygı duymak, kişinin öz değerini artırır. Başkalarına bağımlı olarak yaşamak, çoğu zaman kişinin kendini kaybetmesine neden olur. Bu durum, içsel çatışmalara ve huzursuzluk hissine yol açar.
Bağımsız yaşamaya adım atarken, bireylerin öncelikle kendi değerlerini ve hedeflerini belirlemesi gerekir. Bunun için günlük yaşamda ufak değişiklikler yeterlidir. Örneğin, birey kendine zaman ayırarak hobilerine yönelir. Bu, hem stresin azalmasına yardımcı olur hem de kişinin kendini ifade etme becerisini artırır. Kendine yetebilmek, bireyi hem özgüvenli hem de güçlü kılar. Kendi seçimlerini yapma özgürlüğü, bağımsız bir ruh hali oluşmasına yardımcı olur.
Özgüven geliştirmek, bireyin kendine olan inancı ve sevilme hissi ile doğrudan ilişkilidir. Özsaygı, özgüvenin temelini oluşturur. İnsanlar, kendilerine duydukları saygıyı artırarak, başkalarından gelen onay arayışlarını azaltabilirler. Bunun için, bireyler ilk önce kendilerini kabul etmelidir. Kendini kabul etmek, kişinin güçlü ve zayıf yönlerini anlamasını sağlar. Bu da özgüvenin artmasına katkı verir.
Özgüven geliştirme stratejileri arasında olumlu düşünme ve hedef belirleme öne çıkar. Olumlu düşünme, bireylerin negatif düşüncelerden uzaklaşmasına yardımcı olur. Hedef belirlemek ise, bireyin ilerlemesini sağlar ve kendine olan inancını artırır. Şu yollar izlenebilir:
Özgüven geliştirmek, kişinin daha bağımsız ve kendine yeten bir şekilde yaşamasına olanak tanır. Bu süreçte, başkalarının onayına duyulan ihtiyaç, zamanla azalır.